2 Eylül 2007 Pazar

Ürünleri ellerinde kalan narenciye üreticileri-2006

Ürünleri ellerinde kalan narenciye üreticileri, durumu Adana merkezinde bedava portakal dağıtarak protesto etti. Portakal dağıtma eylemi Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Cumali Doğru öncülüğünde gerçekleşti. Sayın Cumali Doğru bir süredir narenciye üreticilerinin sorunlarına çözüm arıyor. Doğru, çözüm için hükümet nezdinde girişimlerden üreticilerle birlikte eylem yapmaya kadar pek çok yolu deniyor.

Başkan Doğru’nun girişimleri ve talepleri geçmiş yıllarda çeşitli üretici kuruluşları arasında yaşanan ilan savaşlarını akla getiriyor. 2003 yılında medya üzerinden, tam sayfa verilen ilanlarla yapılan savaşa Cumali Doğru da imza atmıştı. Hatırlanacağı üzere ilk ilan 12 Eylül 2003 tarihinde Pankobirlik tarafından verilmişti. İlanda hükümetin nişasta kökenli şekerin kotasını artırma girişimleri eleştirilmişti. Pancar şekeri kotalarının sürekli düşürülmesinin ülke aleyhine olduğu belirtilerek buna karşı mücadele edileceği vurgulanmıştı. Nişasta kökenli şeker mısırdan üretildiği için kendi bölgelerinde mısır üretimi yapılan ziraat odaları, Cumali Doğru ve Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği’nin de imzasını alarak, karşı ilan vermişti. Verilen karşı ilan Pankobirlik’in çarpıtılmış beyanlarda bulunduğunu, kamuoyunu yanlış ve yanlı bilgilendirdiğini iddia ediyordu. İlanın temel tezi özetle şuydu: Pancardan şeker üretimi pahalıdır. Üstelik elde şeker stoğu var. Mısırda ise durum farklıdır. Üretim içerideki talebi karşılayamıyor. Sınırlı üretim nedeni ile ithalat yapılıyor. Bu nedenle pancarcıların bir kısmını mısır ekmeye ikna ettiğiniz takdirde, ülke içi pancar arz ve talebi dengeye gelecek. Hem de mısır ithalatı duracak. Yaşanların pancar çiftçisiyle mısır çiftçisini karşı karşıya getirmenin dışında hiçbir işlevinin olmadığı zamanla anlaşıldı. Çünkü mısıra verilen destek sonucu üretici mısıra yöneldi. Mısır üretimini ülkenin talebini karşılayacak düzeye getirdi. Ama sonuç ortada. Fiyatlar geçen yılın ve üretim maliyetinin çok çok altında. Mısır ithalatı da hâlâ sürüyor. Mısır üreticisi perişan. Mısır üretimini artırmanın çözüm olduğunu savunan, ilanın altına imza atan Cumali Doğru geçtiğimiz aylarda mısır üreticilerinin sorunları için bir hayli koşturdu. Sayın Doğru şimdi dalda kalan narenciye için çözüm arıyor. Doğru, iç piyasada tüketimin artması için narenciye ürünlerinin Hal Yasası kapsamı dışına çıkartılmasını talep ediyor. Doğru, bu yöndeki isteklerini Sanayi ve Ticaret, Maliye Bakanlığı ile Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’a birer mektupla bildirdi. İsteklerinin karşılanması halinde, satış maliyeti düşeceği için, insanların daha fazla narenciye tüketimine yöneleceğini düşünen Doğru, ayrıca ihracat desteği istiyor. Doğru, tıkanan pazarın açılması için ton başına verilen ihracat priminin 60 dolar olması gerektiğini belirtiyor. Şimdi birileri Doğru’nun haklı isteklerine karşı çıkabilir, tıpkı Doğru’nun geçmişte yaptığı gibi, şunları diyebilir: “Talepten fazla yapılan her üretim bu ülkenin sırtına bir yüktür. Türkiye ekonomisi bu yükleri taşıyacak durumda değildir. Stok olmayacak kadar narenciye üretilsin. Gerçekler görülmeli destek ürüne değil üreticiye verilmelidir.” Böylesi yaklaşımlar doğru değildir. Greyfurt çekirdeğinin özsuyu, süt ürünlerinde kullanılmak için ithal edilirken, ülkemizdeki binlerce ton greyfurt dalda çürüyor. Yani üretimi düşürmeden yapılabilecekler var. Üreticileri karşı karşıya getirmeden çözümler üretilebilir. Gelişmeler, her üreticinin kader birliği içerisinde olduğunu, IMF ve Dünya Bankası patentli tarım politikalarından aynı ölçüde zarar gördüğünü gösteriyor. Bu nedenle hem üreticiler, hem de üretici örgütleri sadece kendi bölgesindeki ürünlerin çıkarına hareket etmek yerine, ülke genelinde üreticilerin ortak hareketini hedeflemeli. Çıkar savaşlarını bırakıp, ortak mücadeleye yönelmelidir. Tam da burada, köylüllerin sendikal örgütlenmesinin, Tüm Köy-Sen’in önemi açığa çıkıyor.

Hiç yorum yok: