4 Eylül 2007 Salı

ANALİZ...

Eski model narenciyeye rağbet yok!
Türkiye'de yılda 2.5 milyon ton portakal, limon, mandalina ve greyfurt üretiliyor. Önceki yıl 960 bin ton, geçen yıl ise 1 milyon 50 bin ton ihracat yapıldı. Geriye kalan 1.5 milyon ton narenciyeyi yesek de, sıksak da tüketemiyoruz.
Ürün dalında çürürken, portakal suyu ve limon tuzu ithal ediliyor. Çünkü sanayinin işleyeceği çeşitte narenciye üretilmiyor.
Dış pazarlar valensiya portakal isterken, Türkiye'deki üreticiler vaşington portakalda ısrar ediyor, çeşitleri yenilemiyor. Türkiye'nin narenciyedeki rakipleri yeni çeşitlerle sezonu uzattılar. Arjantin, ABD, Fas, İtalya, İspanya, İsrail 8-10 ay narenciye satarken, Türk üretici ise 3-4 ayda sezonu kapatıyor.
Satılamayan portakallar dalında alıcı beklerken, tüketiciye donmuş portakal satılıyor. Bu nedenle iç tüketim düşüyor.

Endüstrisi yok, çeşidi az
Akdeniz Yaş Sebze Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak bu konuda şöyle diyor:
"Türkiye ürettiği narenciyenin ancak yüzde 7'sini işleyebiliyor. Brezilya'da bu oran yüzde 60'ı buluyor.
Narenciye endüstrisini güçlendirmeli, babadan kalma çeşitleri terketmeliyiz."
Aroma Genel Müdürü Mahmut Atom Duruk da şunları söylüyor:
"Türkiye'de sıkmalık portakal çeşitleri üretilmiyor.
Sofralık portakalı, sanayide kullanamıyoruz. Yeni çeşitlerle büyük bahçeler kurarsak, portakal suyu ihracatçısı olabiliriz. Türkiye, limon tuzu ithal ediyor.
Üreticinin satamadığı limon ise dalında çürüyor. Çünkü narenciye işleme endüstrimiz cılız." 9.2.07

Hiç yorum yok: