12 Eylül 2007 Çarşamba

NARENCİYE İHRACATINDA HEDEF 600 MİLYON

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Türkiye’nin Akdeniz Bölgemizden sonra ülkemizin en önemli narenciye üretim bölgesi olan Ege Bölgesi’nin 2007 yılı narenciye rekoltesinin, 2006 yılı rekoltesine göre yüzde 8’lik düşüşle 428 bin 817 tondan, 395 bin 845 tona gerilediğini söyledi. Türkiye’nin 2006 yılında narenciye ürünleri ihracatından 479 milyon 151 bin 666 dolarlık döviz girdisi sağladığını vurgulayan Türkmenoğlu; “Rekolte Tespitlerimize göre 2007 yılında ihracata uygunluğu olan narenciye ürünlerini ihraç ederek verimli bir sezon geçireceğiz. Doğa şartlarında olumsuz bir gelişme yaşanmadığı takdirde narenciye ihracatında 600 milyon doları geçeceğimizi düşünüyorum” dedi. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin koordinatörlüğünde, Dış Ticaret Müsteşarlığı Batı Anadolu Bölge Müdürlüğü, İzmir Zirai Karantina Müdürlüğü, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü uzmanlarından oluşan Narenciye Rekolte Tespit Komisyonu, İzmir, Balıkesir, Aydın ve Muğla illerinde 10 gün süreyle arazide yürüttüğü rekolte çalışmasını tamamladı. Rekolte çalışmaları sırasında Tarım İl/İlçe Müdürlükleri ve başta İzmir Ziraat Odası olmak üzere ziraat odalarından destek alındı.
Bu yıl 4. kez rekolte tespiti yapan Narenciye Rekolte Tespit Komisyonu, Ege Bölgesi narenciye üretiminde yüzde 1 ve üzerinde paya sahip Aydın’ın 8, İzmir’in 7, Balıkesir’in 2 ve Muğla’nın 5 ilçesinde çalışma yürüttü. PORTAKAL REKOLTESİ YÜZDE 20 ARTTI, MANDARİN REKOLTESİ YÜZDE 25 DÜŞTÜ 2006 yılında 164 bin ton olan Ege Bölgesi portakal rekoltesi bu yıl yüzde 20’lik artışla 194 bin 885 tona çıktı. Geçen yıl 210 bin ton olan mandarin rekoltesi ise yüzde 25’lik düşüşle 154 bin 377 tona indi. Ege Bölgesi limon rekoltesi ise 51 bin 300 tondan 44 bin 907 tona geriledi. Greyfurt rekoltesi de geçen sezon 1.750 ton iken bu sezon 1.674 tonda kaldı. 2007 yılında Ege Bölgesi narenciye rekoltesinde portakal yüzde 49.2’lik pay ile en büyük dilimi oluştururken, mandarin yüzde 39, limon yüzde 11.3 ve greyfurt yüzde 0.5’lik pay aldı. REKOLTE DÜŞÜŞÜNDE KÜRESEL ISINMA ETKİLİ OLDU Ege Bölgesi’nin narenciye rekoltesindeki düşüşte küresel ısınma nedeniyle yağmurların az olmasının etkili olduğunu belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, şöyle konuştu: “Bu yıl yaşanan kuraklık ve yağışların azlığı nedeniyle, sulama suyunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Barajlarda ve sulama göletlerinde su seviyesi kritik ölçüde azalmış, sulama suyu artezyenlerde su seviyesinde ciddi düşüşler olmuştur. Tarımsal üretimin genelinde olduğu gibi turunçgiller içinde verim ve kalite açısından kritik önemi olan sulamalarda aksamaların önlenmesi, derine kaçan yer altı sularından sulama amaçlı yararlanılabilmesi için artezyenlerde yapılması gereken derinleştirmelere başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların gerekli destekleri sağlamaları gerektiğini düşünüyoruz." NARENCİYE’DE ASLAN PAYI MUĞLA’NIN Ege Bölgesi’nde narenciye rekoltesinin en fazla olduğu ilin Muğla olduğunu belirten Türkmenoğlu, Muğla’yı sırasıyla, Aydın, İzmir ve Balıkesir’in takip ettiğini belirtti. Rekolte Tespit Komisyonu’nun araştırmasına göre; 2007 yılında Muğla’da toplam 184 bin 267 ton rekolte olacak. Muğla’da 125 bin 853 ton ile portakal ilk sırada yer alırken, 44 bin 75 ton limon, 12 bin 666 ton mandarin ve 1.674 ton greyfurt (altıntop) üretiminin gerçekleşmesi bekleniyor. Toplam 10 ilçesinde narenciye üretimi yapılan Aydın’ın 2007 yılı narenciye rekoltesinin 97 bin 314 ton olarak gerçekleşmesi öngörüldü. Aydın’da portakal üretimi 67 bin 722 ton ile ilk sırada yer alırken, mandarin üretimi 29 bin 217 ton, limon üretimi 375 ton olarak tahmin edildi. Ege Bölgesi’nin üçüncü büyük narenciye deposu İzmir’de, 2007 yılında 96 bin 546 ton narenciye üretimi yapılacağı tahmin ediliyor. İzmir’deki toplam rekolte içerisinde 95 bin 245 tonluk mandarin yüzde 99’luk pay ile ezici bir üstünlüğe sahip. İzmir’de ayrıca, 981 ton portakal ve 320 ton limon üretimi hedefleniyor. Ege Bölgesi’nde narenciye üretiminde dördüncü sırada Balıkesir yer alıyor. Rekolte Tespit Komisyonu’nun çalışmalarına göre, Balıkesir’in 2007 yılı rekoltesi 17 bin 718 ton olacak. Balıkesir’de 17 bin 250 ton mandarin, 330 ton portakal ve 138 ton limon üretiminin gerçekleşeceği tahmin ediliyor. TÜRKİYE DÜNYA’DA İLK 10 ÜLKE ARASINDA Türkiye’nin 2.3 milyon tonluk narenciye üretimi ile dünyanın en büyük 10 üretici ülkesinden birisi olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, 2006 yılında 479 milyon 151 bin 666 dolarlık narenciye ihracatı gerçekleştirildiğini söyledi. Narenciye ihracatında ilk sırayı 156 milyon 595 bin dolarlık ihracatla limon’un aldığını kaydeden Türkmenoğlu, “2006 yılında 149 milyon 572 bin dolarlık mandarin, 102 milyon 360 bin dolarlık portakal ve 70 milyon 605 bin dolarlık greyfurt ihracatı gerçekleştirdik. Narenciye üretimi ve ihracatı bölgemiz ve ülkemiz açısından büyük önem taşıyor. Yaklaşık 150 bin kişi narenciye sektöründen geçimini sağlıyor” şeklinde konuştu. Narenciye Rekolte Tespit Komisyonu’nun gördüğü yanlışlıkları da rapor ettiğini vurgulayan Türkmenoğlu; komisyonun tespit ettiği yanlışlıkları ise şöyle sıraladı; - Bu yıl yaşanan aşırı sıcakların ve kuraklığın Haziran dökümünün beklenenin üzerinde olmasına neden olduğu, bu olumsuz iklim koşullarının, devam etmesi halinde turunçgil meyveleri üretiminde ciddi sorunlara yol açabileceği, verimin ve kalitenin olumsuz etkilenebileceği raporun değerlendirilmesinde özellikle göz önünde bulundurulmalıdır. - Bölgede başta Akdeniz Meyve Sineği olmak üzere zararlılara konukçuluk eden meyve ağaçlarının turunçgiller ile iç içe veya bitişik plantasyonlar halinde yetiştiriciliği devam etmektedir. Bu durum bu zararlılarla yapılacak mücadelenin etkinliğini azaltmaktadır. - Bazı bahçelerde budamalarda hataların olduğu, bunun ağaçlarda yeterli ışıklanmayı engellediği, buna bağlı olarak verim ve kalite düşüklüğünün oluştuğu gözlenmiştir. Bunun yanı sıra, birçok bahçede ağacın sağlığı ve verimi üzerinde ileriki dönemlerde sorun yaratabilecek şekilde aşı yerlerinin toprağın altında bırakıldığı tespit edilmiştir. - Ağırlıklı olarak salma sulama yöntemi kullanıldığından ağaçların sulamadan yeterince faydalanamadığı tespit edilmiştir. Salma sulamanın yaygın olmasının en önemli nedenleri, damlama sulama yönteminin tesis maliyetinin yüksek olduğuna ve bu yöntemle yapılan sulamanın ağaç için yeterli olmayacağına dair üreticilerin sahip olduğu doğru olmayan bilgilerdir. Özellikle bu yıl yağışların az olması ve yaşanan kuraklık nedeniyle sulama suyunun ekonomik kullanımı ve sulamadan en yüksek yararın sağlanabilmesi bakımından damlama sulamanın yaygınlaşması büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan, ilgili kurum/kuruluşların damlama sulamanın daha yaygın olarak kullanılmasını sağlayacak çalışmalarda bulunması gerektiği düşünülmektedir. - Bölgenin tamamına yakınında toprak ve yaprak analizlerinin yeterince yapılmadığı, dolayısıyla yapılan gelişigüzel gübrelemeden yeterince yarar sağlanamadığı, bunun da mikro element noksanlıklarına neden olduğu görülmüştür. - Üretimimizin, başta Avrupa pazarlarına olmak üzere, ihraç edilmesi açısından büyük önem taşıyan kontrollü üretim sertifikalarının alınması konusunda üreticilerin bilinçli olduğu, EUREPGAP ve Tarım ve Köy işleri Bakanlığı’nın “İyi Tarım Uygulamaları (İTU)” sertifikalarının alınması konusunda önemli aşamalar kaydedildiği saptanmıştır. Ancak, bu sertifikaların daha geniş bir üretici kesimi tarafından alınabilmesi için gerekli destekleme ve düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. - Rekolte çalışması yapılan bölgeler itibariyle bazı Tarım İl/İlçe Müdürlüklerinde personel yetersizliğinin yanı sıra, üretim sezonunda çiftçilerin yanında olması gereken teknik personelin, DGD, ÇKS ve prim uygulamaları gibi işler için büroda çalışmak zorunda bırakıldıkları, bu nedenle temel tarımsal uygulamalar (örneğin; toprak, yaprak örneği alma, gübreleme, sulama, aralama-budama, hastalık ve zararlılarla mücadele) konusunda üreticilere yeterince yardımcı olamadıkları ifade edilmiştir. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması, üreticilerin tarımsal üretime ilişkin olarak doğru yönlendirilmelerini, kaliteli ve istenen standartta üretimin gerçekleştirilmesi sağlamak bakımından yararlı olacaktır.
2007 Ylı Ege Bölgesi Turunçgil Rekolte Tahmin Raporunu görüntülemek için tıklayınız.
2007 Yılı Ege Bölgesi Turunçgil Rekolte Tahmin Tablolarını görüntülemek için tıklayınız.

Hiç yorum yok: