8 Mayıs 2008 Perşembe

ÇİN KESTANE PİYASASINA GİRDİ....

Son yılların durdurulamayan yıldızı Çin, kestane piyasasına da girdi. Kestanesiyle ünlü Bursa'da, üreticiler Çin'in piyasaya daha ucuz fiyattan kestane sokmasıyla sıkıntıya girdi. Ancak Çin kestanesi, kestane şekeri üretimini şimdilik etkilemiyor. Uzmanlar, Çin kestanesinin kestane şekeri yapımına uygun olmadığını düşünüyor. Kardelen Kestane Genel Müdürü Mümin Akgün, otomotiv, tekstil, ayakkabı, elektronik ve hediyelik eşyanın ardından kestane sektörüne de girdiğini, yerli üreticinin ucuz fiyat nedeniyle sıkıntıya düştüğünü söyledi. Bu yıl kestanenin yerli piyasada 5 -6 YTL'den satılmasına rağmen ucuza gelen Çin kestanesinin 3 YTL'den satışa sunulduğunu, bunun da üreticiyi zorda bıraktığını belirtti. CİHAN muhabirine konuşan Akgün; Çin'den gelen kestanenin kalitesiz olmasından dolayı kestane şekeri üretimine elverişsiz olduğunu söyledi. Akgün; "Çin nihayet kestane sektörüne de girdi. Bu yıl piyasaları sıkıntıya soktu. Elinde kestane olup da, fiyatların yükselmesini bekleyen üretici veya tüccarlar, Çin'in piyasaya ucuz kestane sokmasıyla sıkıntıya düştü. Yerli ürünler 5- 6 liradan satılırken Çin kestanesi 3 liradan vatandaşa sunuldu. Bize de bazı ithalatçı firmalar numune gönderdi. Bir kiloluk üründen yarım kilosu çürük çıktı. Vatandaş ucuz diye çarşıdan alıyor, eve gittiğinde aldığı kestanenin yarısının çürük olduğunu görüyor. Biz, elinde kestane bekletirken mağdur olanlara soruyoruz 'Neden satmadın?', o da 'Piyasadaki fiyatların biraz artmasını bekliyordum' diyor. Fiyatın hareketlenmesini beklerken elindeki malı daha ucuza satmak zorunda kaldı. Çünkü kalitesiz de olsa Çin kestanesi artık piyasaya girdi. Sektör, Çin'in etisini önümüzdeki yıl daha da büyük hissedecek" dedi. Çin kestanesinin şimdilik kestane şekeri yapımında kullanılmaya uygun olmadığını belirten Kardelen Kestane Genel Müdürü Mümin Akgün, Türkiye'de yıllık ortalama 30 bin kestane üretildiğini, bunun da 10 bin tonluk bölümünün şeker olarak değerlendirildiğini ve ortalama yılda 3 bin ton kestane şekerinin piyasaya sürüldüğünü kaydetti. Akgün; "Kestane üretiminin özendirilmesi gerekiyor. Biz de kendi çapımızda henüz sanayi tipi olarak olmasa da kestane fidanı üretimine başlıyoruz. Üreticilerimizin de kendilerini geliştirip, kaliteli ürün yetiştirmesi gerekiyor. Artık Bursa sektörde yalnız değil, İzmir Ödemiş, Balıkesir, Manisa da sektöre girdi." diye konuştu.

Türkiye'de 2008'de 13 organize sanayi bölgesi tamamlanacak

Türkiye'de 2008'de 13 organize sanayi bölgesi tamamlanacak

Türkiye'de, 2008 yılında 13 organize sanayi bölgesi (OSB) tamamlanacak. 3 bölge de etüt için irdelenecek.

Ülke genelinde 2012 yılına kadar 78 tane sanayi bölgesi kurulacak. Bu bölgelerden 5'i besi ve hayvancılık alanında olacak.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, süt sığırcılığı alanında Afyonkarahisar-Bolvadin, besicilik konusunda Kars, küçük sanayi dallarında Trabzon-Akçabaat'ta, 3 yeni OSB kurulması konusunda etüt çalışması yapılacak. Etüt çalışmalarının bu yıl içinde bitirilmesi öngörülüyor.

Aralarında Bayburt, Afyonkarahisar, Denizli, Bursa, Konya, Niğde, Osmaniye, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi illerin yer aldığı 13 OSB'nin inşaatları bu yıl sonu itibariyle bitirilecek. Bu illerde yapımı tamamlanacak bölgeler içinde, en fazla harcama Zonguldak-Ereğli OSB'ye yapılacak. 40,8 milyon YTL ile en fazla yatırım harcamasının yapıldığı Zonguldak'ı, Bursa deri OSB'si takip ediyor. Bursa OSB için 34,9 milyon YTL, Niğde-Bor karma OSB'si de 20,6 milyon YTL harcama yapılacak.

İnşaatı 2008 yılından sonra bitecek 78 OSB'nin tamamlanması en geç 2012 yılı olacak. Bu bölgeler içinde, Gaziantep, Aksaray, Zonguldak, Kahramanmaraş, Başkent Ankara, Manisa ve Sakarya gibi illerde yapılacak olan OSB'nin maliyeti 29 milyon YTL ile 112,5 milyon YTL arasında değişiyor.

Gaziantep'e inşaat edilecek OSB'nin maliyeti 112,5 milyon YTL olarak öngörülürken, bitiş tarihi 2009 olarak verildi. Aksaray'a yapılacak OSB'ye 67 milyon YTL, Kahramanmaraş'a 55 milyon YTL, Ankara-Başkent'te de 52,7 milyon YTL yatırım harcaması öngörüldü. Gaziantep için yapılacak başka bir OSB için 48 milyon YTL, Zonguldak'a 40,8 milyon YTL, Bursa için 34,9 milyon YTL ayrılırken, yine Manisa'da kurulacak bir başka OSB için 29,3 milyon YTL, Ankara-Çubuk için 27,9 milyon YTL harcama yapılması planlandı.
Bu OSB'lerin bir kısmı tamamen ihtisas içerikli olacak. Dokuma, tekstil, deri, mermer, hayvancılık, çiçekçilik gibi konuları kapsıyor. Bazı illere birden fazla ihtisas Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ihdas ediliyor. Bu iller Afyon, Denizli, Eskişehir, Erzurum, Manisa, Rize, Sivas, Tokat, Zonguldak, Bolu, Bilecik, Çorum, Aydın, Amasya, Çankırı olarak sıralanıyor.

Artık besicilik sanayii kavramı gelişiyor

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın en fazla önem verdiği ihtisas OSB'lerinden birini de hayvancılık ve besicilik sektörü oluşturuyor. Bu anlamda 2012 yılında tamamlanması beklenen OSB içinde, 5 tanesi hayvancılık ve besi alanlarında olacak.
Bu amaçla, Gaziantep'te kurulacak olan OSB için 48 milyon YTL'lik harcama öngörülüyor.
460 hektar alana kurulacak bölgenin 2012 yılında bitirilmesi programlandı. Ankara-Çubuk'ta 261 hektar arazide kurulacak hayvancılık OSB'si 2010 yılında bitirilecek ve 27,9 milyon YTL'ye mal olacak. Amasya Suluova'da 70 hektara konuşlandırılması öngörülen OSB için de 10,1 milyon YTL kaynak ayrıldı. Eskişehir-Beylikova'da 143 hektar araziye kurulacak besi çiftliğinin 2011'de, 70 hektar üzerine Erzurum merkezde yapılacak besi çiftliğinin ise 2012'de tamamlanması öngörülüyor. Erzurum ve Eskişehir'de yapılacak besi OSB'leri için ayrılan ödenek 7,3 milyon YTL olacak.
Öte yandan, bazıları 2007 yılında başlayan ve halen devam etmekte olan 5 adet de "OSB Arıtma İnşaat Projesi" bulunuyor. Aksaray, Balıkesir, Balıkesir-Gönen, Gaziantep ve Isparta'da yer alan bu projelerin tamamının 2011'de bitirilmesi hedefleniyor.
Türkiye'de, 2008 yılında 13 organize sanayi bölgesi (OSB) tamamlanacak. 3 bölge de etüt için irdelenecek.Ülke genelinde 2012 yılına kadar 78 tane sana...
( KB)

Çiftçinin yeni gözdesi kanola

Çiftçinin geleneksel tarımda alışkanlıklarını değiştirmeye başladığı belirtildi. Tekirdağlı çiftçiler hububat üretiminden daha karlı ve zahmetsiz olan kanola ekimine yoğun ilgi gösteriyor. Çerkezköy Ziraat Odası Başkanı Ahmet Özman , çiftçinin tarımda yeni gözdesinin kanola olduğunu söyledi. Özman , kuraklığa dayanıklılığı ve devlet desteklemelerinin diğer ürünlere oranla fazla olmasının, çiftçileri kanola üretimine yönelttiğini ifade ederek, şunları söyledi: ``Kanolanın ekimi geçtiğimiz yıla oranla tüm Türkiye `de olduğu gibi Tekirdağ bölgesinde de yüzde 150 artış göstererek ayçiçeğinin koltuğuna göz dikmiş durumda. `Rapiska`, `rapitsa`, `kolza ` isimleriyle de bilinen ve danesinde bulunan yüzde 38 ile 50 arasındaki yağ ve yüzde 16 ile 24 arasındaki protein oranı ile önemli bir yağ bitkisi olan kanola, bu yıl geçen yılki ekiminin 2 katına çıkmış durumda.``
Kanola, ayçiçeği kadar olmaz
Özman , kanolanın sert ve olumsuz iklim koşullarına dayanıklı olmasının çiftçi tercihlerini artırdığını kaydederek, ``Ayçiçeğine oranla daha erken hasadı olduğu için çiftçilerimiz kanolaya rağbet ediyorlar. Kanola kışın almış olduğu yağışları kaybetmeden hasat zamanını tamamlıyor. Ayçiçeğine oranla kanolanın maliyeti daha ucuz. Nazik bir bitki değil, sert şartlara dayanıklı. Devlet tarafından verilen destekleme, ayçiçeğine oranla daha fazla. Hal böyle olunca da çiftçilerimiz kanola ekmeye yöneldiler`` diye konuştu. Biodizel ham maddesi olarak da kullanılan kanolanın her geçen yıl çiftçi tarafından daha da ilgi göreceğini belirten Özman , ``Geçtiğimiz sene kanola eken çiftçilerimiz bu yıl alanı biraz daha artırarak daha fazla kanola ektiler. Önümüzdeki senelerde kanola eken çiftçi sayısının artacağını düşünüyorum`` dedi.

3 Mart 2008 Pazartesi

Küresel ısınma Türkiye'de en çok nereleri vuracak?

TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı en çok etkilenecek bölgeleri sıraladı.
TBMM Küresel Isınmanın Etkileri ve Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Öztürk, Türkiye'de gelecek dönemlerde iklim değişikliklerinden en fazla Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin etkileneceğini söyledi.
Öztürk, Şanlıurfa Polisevi'nde düzenlediği basın toplantısında, komisyonun 3 ay önce çalışmalarına başladığını belirtti. İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla Türkiye'de iklim değişiklerinden yoğun oranda etkilenecek bölgeleri tespit ettiklerini ifade eden Öztürk, ardından Konya Ovası, Trakya Bölgesi, Kütahya, Uşak, Hatay ve Şanlıurfa'da incelemelerde bulunduklarını kaydetti. Küresel ısınma sebebiyle Şanlıurfa'da bir derecelik sıcaklık artışı, Atatürk Baraj Gölü'nün su seviyesinde düşüş olduğunu bildiren Öztürk, bölgede aşırı sulamadan kaynaklanan drenaj sorunu bulunduğunu ifade etti. Öztürk, su kaynaklarının doğru yönetilmesi için bölgede sulama sistemlerinin değiştirilmesi gerektiğini belirtti.

9 Ocak 2008 Çarşamba

Turuncgiller Standardinda Onemli Degisiklikler

DTM İhracat Genel Müdürlüğü’nden alınan 10/12/2007 tarih ve 120008572 sayılı yazıda;“18/04/2007 tarihli ve 14986 sayılı Resmi Gazete’de, 2007/34 sayılı Tebliğ ekinde yayımlanan, TS/34 Turunçgiller Standardı 5.1-Numune Alma Maddesinde yer alan; “Türü, çeşidi, sınıfı, boyu ve ambalajları aynı olup bir defada muayeneye sunulan turunçgiller bir parti sayılır….” hükmü çerçevesinde, 1 kg’a kadar olan file tipi ambalajlarda meyvelerin boy bakımından bir örneklik sağlamasının mümkün olmaması nedeniyle söz konusu ifadeden boy kriterinin çıkarılması, 6.3 İşaretleme Maddesinde yer alan “net kütlesi (en az g veya kg olarak)” ifadesinin de isteğe bağlı olması ile standardı zorunlu denetime tabi tüm yaş meyve ve sebze standartlarının “İşaretleme” başlıklı maddelerinde yer alan, “Net kütlesi (en az kg veya g olarak)” ifadesinin, ambalaj içinde bulunan her bir ürünün eşit ağırlıklarda olmaması, bu nedenle birbirine eşit ağırlıklarda ambalaj hazırlanmasının güçlüğü nedeniyle;- TS 34 Turunçgil Meyveleri Standardı 5.1- Numune Alma Maddesinden boy ifadesinin çıkarılarak söz konusu maddenin “Türü, çeşidi, sınıfı ve ambalajları aynı olup bir defada muayeneye sunulan turunçgiller bir parti sayılır.” şeklinde uygulanması,- Boyu (Ambalajlara dökme olarak konulmuş meyvelerde boy numarası zorunlu, katlar halinde dizilmişlerde ise boy numarası isteğe bağlı, meyve adedi yazılmalıdır. Dökme partilerde boylama çizelgesine uygun olarak arka arkaya alınan üç boy sırasına göre boylama yapılmış ise üst ve alt boy numaraları yazılmalıdır. Boylanmamış dökme partilerde ise en küçük boy numarası yazılmalıdır.) şeklinde uygulanması, - Standardı zorunlu denetime tabi tüm yaş meyve ve sebze standartlarının “İşaretleme” başlıklı maddeleri altında yer alan, “Net kütlesi (en az kg veya g olarak)” ifadesinin, “Net kütlesi (en az kg veya g olarak) (isteğe bağlı)” şeklinde uygulanması, uygun görülmüştür.” denmektedir.

DIŞ TİCARETTE STANDARDİZASYON TEBLİĞİ

AB'ne Yönelik YMS İhracatı hk. Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği kanalıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan alınan AB'ye Yönelik YMS İhracatı konulu yazıları aşağıya çıkarılmıştır; Bilindiği üzere, 2200/96 Sayılı Komisyon Tüzüğü Meyve ve Sebzelerde Ortak Piyasa Düzenine ilişkin hususları ve ortak piyasa düzenine tabi olan ürünleri belirlemektedir. Avrupa Komisyonu 1996 yılında gerçekleştirdiği reformun ardından Meyve ve Sebze Sektöründeki reform çalışmalarını 2006 ve 2007 yıllarında da devam etmiş olup, bu çalışmaların sonucunda bu sektördeki kuralları belirleyen 2001/112/EC, 2001/113/EC sayılı Direktifleri, 827/68, 2200/96, 2201/96, 2826//2000, 1782/2003 ve 318/2006 Sayılı Konsey Tüzüklerini değiştiren ve 2202/96 sayılı tüzüğü ortadan kaldıran 1182/2007 Sayılı Konsey Tüzüğünü 26 Eylül 2007 tarihinde kabul ederek Avrupa Birliği (AB) Resmi Gazetesi'nde yayınlanmıştır. 1182/2007 Sayılı Konsey Tüzüğü'ne göre, 2200/96 Sayılı Konsey Tüzüğü Meyve ve Sebzelerde Ortak Piyasa Düzenine İlişkin Tüzük kapsamında yer alan ürünlerin sayısı artırılmış ve 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren AB pazarlama standardının bulunup bulunulmadığı gözetilmeksizin, Birlik sınırlarına 2200/96 sayılı Konsey Tüzüğü kapsamına giren tüm tarım ürünleri için dağıtım zincirinin tüm safhalarında işaretleme bilgileri ve menşe işaretlemesinin bulunup bulunmadığının titizlikle kontrol edilmesi ve bu hususun grup başkanlıkları ile TKDYB sahibi firmalara iletilmesi hususu DTM Dış Ticarette Standardizasyon Bölge Müdürlüklerine iletilmiştir. Sözkonusu Tüzük hükümlerinin standardı zorunlu uygulamada bulunmayan ürünleri de kapsaması nedeniyle ihracatta herhangi bir sorun yaşanmasını önlemek amacıyla ihracatçılarımızın bu hususu gözönünde bulundurmaları büyük önem taşımaktadır

Rusya'da Bazı “NUT” Ürünlerine Ait İthalat Vergilerinin Sıfırlanması

Rusya'da Bazı “NUT” Ürünlerine Ait İthalat Vergilerinin SıfırlanmasıRUSYA’DA BAZI “NUT” ÜRÜNLERİNE AİT İTHALAT VERGİLERİNİN SIFIRLANMASI HAKKINDA BİLGİ NOTURusya Hükümeti 26 Şubat 2007’de kabuksuz kaju fıstığı, kabuksuz badem, kabuksuz fındık ve susam tohumu gibi ürünlerde 9 aylık geçici bir süre için tarife indirimine giderek vergileri sıfırlamıştı. 10 Aralık 2007’de ise, geçici süre dolduğu için Bakanlar Kurulu kararı ile vergilerin tamamen kaldırılması kararı alındı. Son durumda, kabuklu kabuksuz badem ürünlerinin hepsinde ve kabuksuz fındıkta vergiler tamamen sıfırlandı. Kabuklu fındık, ceviz, kestane ve Antep fıstığında ise %5 vergi oranı korunuyor. Kararın gerekçesi olarak, şekerleme ve snack ürünlerde kullanılan bu nutların global piyasadaki fiyatlarının nispeten yüksek seyretmesi neticesinde yurtiçi ürünlerin rekabet gücünün yeniden sağlanması ve şekerleme sanayiinin önünün açılması gibi konular belirtiliyor. Nut türü ürünlerin Rusya’ya ithalatında öncelikle bitki sağlığı denetimi yapılıyor. (Zira yakın zamanda Brezilya fıstığının ve Amerikan bademlerinin yüksek oranda aflatoksin içermesi sorun teşkil etmişti). Kısacası, bu ürünlerin Rusya’ya girmesinde en önemli yetkili VPSS (Russian Federal Service for Veterinary and Physio-sanitary Surveillance) olmaktadır.